FluTV, sosyal podcast platformu Poddy üzerinden yayınladığı Fason Locası serisinin üçüncü bölümünde "Egemenlik" konusuna odaklanıyor.

FluTV | Fason Locası B3 | Egemenlik

FluTV, sosyal podcast platformu Poddy üzerinden yayınladığı Fason Locası serisinin üçüncü bölümünde “Egemenlik” konusuna odaklanıyor. Moderatörlüğünü Efe Durmuş’un yaptığı yayın, Abdulvahit Gezer ve Doruk’un katkılarıyla gerçekleşiyor. Egemenlik nedir, bir ülkenin başka bir ülkeye egemenlik dayatmasının meşruiyeti, uluslararası çatı kuruluşlarının ülke egemenliklerine etkisi ve dijital egemenlik genel olarak konu başlıkları. 28 dakika süren podcast kaydını bağlantıdan dinleyebilirsiniz. Gelin podcast kaydının detaylarına bakalım.

Detaylar

Nedir: Bir yapının, ülkenin, devletin kendi kendine ve bağımsız bir şekilde kararlar alabilmesidir. Egemenlik için iki şeyin olması gerekir.

  • Bağımsızlık
  • Karar alabilme

Nereden çıktı: Egemenlik, uluslararası siyasetin ürettiği bir kavramdır. Vestfalya Antlaşması öncesinde Avrupa’daki savaş sırasında egemenlik tartışması başladı. Savaşın sonuna yaklaştıkça şu sorulmaya başladı: “Nerede hangi dinin hüküm süreceğine kim karar verecek?

  • Yanıt: “Cuius regio, eius religio” yani “Kimin toprağıysa onun dini geçerlidir” ilkesi kabul edildi.

Bağlantı noktası: Egemenlik ilk başlarda din ile devlet arasındaki ilişkiyle belirleniyordu. Avrupa’da bu uygulama Papa üzerinden uygulanıyordu. Tacı kimin başına takarsa egemenlik onun oluyordu. Bu uygulamayı kıran ilk kişilerden birisi Fransa İmparatoru Napolyon oluyor. Taç giyme töreninde tacı Papa’nın elinden giymiyor.

Sonrasında: Avrupa’da seküler ve din olarak hukuk ayrımı ortaya çıkmasıyla bazı çatışmalara neden oldu. Sonucunda egemenlik devlet üzerinden yürümeye başladı. Bu da “otorite” ve “kontrol” sözcüklerini ortaya çıkardı.

  • Uluslararası kurumların doğuşu: Otorite ve kontrol Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası kurumların oluşmasına neden oldu. Belli konularda otorite ve kontrol bu uluslarası kuruluşlar tarafından yönetiliyor. Yapısı itibarıyla eşitsizlik oluşturan bu kurumlar, ortak kriz anlarında çözüm bulmak için kuruldular.

BM örneği üzerinden egemenlik: BM, ikinci dünya savaşının sonucu olarak savaşın kazananları -ABD, Birleşik Krallık, Rusya, Çin, Fransa- tarafından bu devletlerin egemenliğinde kuruldu. Başlangıçta savaşın kazanımlarını korumak amaçlanırken soğuk savaşın etkisiyle üçüncü dünya savaşını engelleme amacına doğru yön değiştirdi.

  • Kuruluş sözleşmesinde yer aldığına göre BM güvenlik konseyinin beş daimi üyesi onay verirse bir devletin egemenliğine müdahale edebilir. Bunun gerekçesi de bir ülkenin halkı yöneticisi tarafından zulüm görüyorsa, soykırıma uğruyorsa gibi sebepler.

Birleşmiş Milletler bizi cennete götürmek için değil, cehennemden kurtarmak için kuruldu.

Dag Hammarskjöld, BM Genel Sekreteri (1953-1961)

BM eleştirisi: Irak gibi ülkelere yapılan BM müdahalelerine baktığımızda bu tarz müdahalelerin başarılı sonuçlanmadığı görülür. Özellikle belli bir devletin ulusal çıkarlarına bırakılması başarısızlığa götüren en önemli sebep olabilir.

Ekonomik egemenlik: Egemenlik, ekonominin alanından çıkalı çok oldu. Ekonomik egemenlik, kürese ticaretin zayıf olduğu dönemde konuşuluyordu. Küresel ticaret ile ekonomik egemenlik sona erdi.

  • Antitez: Dünya ekonomik olarak içli dışlı diye ekonomil egemenlik sona erdiyse, siyasi olarak içli dışı olmasından dolayı siyasi egemenlik de sona ermil olmalı. Fakat öyle değil.
    • Savunma: Ekonomik içiçe bağımlılık kadar siyasi içiçe bağımlılık ülkelerin egemenliğini erozyona uğratabiir.
  • Antitez: İtalya, Avrupa Birliği’ ile’ne dahil olarak dünyadaki sözünü artırdı.
    • Savunma: Sözün, gücün artışıyla egemenliğin bir ilgisi bulunmuyor. İtalya, Avrupa siyasetinde söz hakkında artış olabilir. Ama ekonomik anlamda egemenlik konusunda taviz vermiştir.
  • Antitez: Egemenliği otonomi (kendi kanunu yapma) olarak tanımlarsak ekonomik egemenik azalır. Fakat egemenliği, efektif kontrol olarak tanımlarsak, söz hakkı egemenliğin bir parçası haline geliyor.
    • Savunma: Bir ülkenin gücünü uluslararası taraf olduğu antlaşmalar artırır. Diğer taraftan bu antlaşmalar, ülkelerin iç yapısında çelişkilere sebep olabilir. Bu durumda ülkeler antlaşmaya uymayarak egemenliğinden taviz vermediğini gösterir. Çatı kuruluşlar ülkelerin egemenliğini azaltır.

İstisna: Uluslararası antlaşmaların muktedir devletler için istisnası vardır. Bunun yanında çatı kuruluşların (E.N.:etkin) yaptırım yetkisi yok. AİHM kararlarına uymayan bir ülkeye yaptırım uygulanmıyor.

Egemen olağanüstü hale karar verendir.

Carl Schmitt, Siyasi İlahiyat

Soru: İktidarı hukukla sınırlandırmalı mıyız, yoksa halkın oyunu almış iktidar hukuk takmayabilir mi?

  • Cevap: Carl Schmitt’in Alman Nazi partisinden istifası bu sorunun cevabını verecektir.

Olağanüstü hâl: Devlet aşağıdaki maddelere benzer kriz anında olağanüstü hâl ilan edebilir:

  • Bir bölgedeki kontrolünü kaybettiğinde
  • Devlet içi yönetim kontrolünü kaybettiğinde

OHAL süresi: Normalde OHAL süresi, kurucu iktidarın OHAL nedenlerini ortadan kaldırmasıyla sona erer. Bunun sürekli hâle getirildiği örnekler de var.

  • Örneğin, ABD yönetimi 11 Eylül sonrası terör tehdidine karşı herkesin elektronik iletişimini mahkeme kararı olmaksızın takip etme yetkisine sahip oldu. Patriot Act adı verilen bu yasa 2001’den beri yürürlükte.

Gelinen nokta: Şirketler üzerinden egemenliğin müdahale edilebilir hâle geldik. Ülkeler, teknoloji devleriyle baş edemiyorlar fakat Avrupa Birliği gibi kuruluşlar teknoloji şirketlerine kısıtlama getirmeye çalışıyor. Gelecekte ise teknolojinin kuşatıcılığına karşı devletlerin uygulamalarına şahit olacağız.

Sonuç olarak: Egemenliği efektif anlamda tanımlarken gerektiğinde şiddete başvurabildiğinden bahsettik. Şirketlerin ise böyle bir gücü yok. Bugün şiddet argümanına gerektiğinde, devletlerle işbirliği içinde olarak sahip olabiliyor. Diğer taraftan ise örneğin Twitter, Türkiye ile bu konuda işbirliği yaptığında, ABD’nin Twitter üzerinden Türkiye’ye egemenlik dayatması da söz konusu olabilecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir