Yaratıcı düşünme yeteneği çocuklarda olması istenen bir özellik. Bununla birlikte ailelerin bazı tutumlarının, bazı eğitim öğretim anlayışının yaratıcılığı körelttiği düşünülüyor. Özellikle çocukların özgürce hareket etme isteği karşısında engellemelerle karşılaşması bir açıdan yaratıcı düşünme becerisini köreltebiliyor.
Buradan hareketle İngiliz eğitimci yazar Sir Ken Robinson’ın 2006 yılında yaptığı TED konuşmasında okulların yaratıcılığını öldürür mü sorusuna cevap arıyor. 19 dakikalık videoda bizi bekleyen tahmin edilemeyen bir gelecek hesaba katılmadan verilen eğitim yaratıcılığı öldürdüğü vurgusu yapılıyor.
Başlangıçta, bir kız çocuğun Tanrı’yı resmetme hikayesi ile başlıyor. Bilinmeyen bir kavramı, kişiyi nasıl resmedebiliriz sorusuna, kız çocuğu “resim bitince herkes bilecek” cevabı veriyor. Burada çocukların şanslarını denemekten korkmadığını belirtiyor. Yani yanlış yapmaktan korkmuyorlar. Buna göre yanlış yapmak ile yaratıcılık arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor.
Bize her zaman anlatılan bir hikâye var: “Edison, ampulü bulmak için 1000 defa hata yaptı, hata yapması onun 1001’incide ampulü bulmasını sağladı.” Aynı durumu mevcut eğitim sisteminde uyguladığımızda büyük ihtimal 5. ampulde ödeneğe takılacaktır. Okul, çocukların hata yapmasını istemeyen bir kurum olarak karşımıza çıkıyor. Bu açıdan çocukta doğuştan var olan yaratıcı düşünme becerisi hata yapması kısıtlandıkça körelmeye başlayacaktır Ken Robinson, madem hata yapmasını istemiyorsak, eğitimin amacı nedir, sorusunu soruyor. Bu da 19. yy. sonrası endüstrileşmenin ihtiyacını karşılamak üzerine kurulan eğitim sistemi olduğunu vurguluyor. Bu sistem içerisinde endüstrinin ihtiyacı dışındaki bir isteğin, eğitimden uzaklaştıracağını belirtiyor. Sonuç olarak bir iş sahibi olmak için kurulan eğitim sistemi yaratıcılığı öldürüyor.