Moderatörlüğünü Natalie Pierce ile Peter Vanham’ın yaptığı World Economic Forum Stakeholder Capitalizm podcast serisinin son bölümünde çalışma hayatında paydaş kapitalizmi örnekleri inceleniyor. World Economic Forum’un başlattığı Paydaş Kapitalizmi podcast serisi, şirketlerin yalnızca finansal başarı değil, toplumsal fayda ve çevresel sürdürülebilirlik odaklı hareket etmesini teşvik eden bir yaklaşımı içeriyor.
Özellikle ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) metrikleri ile şirketler, çalışanlarının, toplumun ve doğanın ihtiyaçlarına duyarlı bir yapı oluşturmaya yönelik adımlar atıyor. Bu podcast yayınında, Manpower Group ve Royal DSM gibi örnek şirketlerin paydaş kapitalizmini nasıl hayata geçirdiğine ve uzun vadeli değer yaratma yolunda bu metriklerin nasıl etkin bir şekilde kullanıldığına odaklanacağız. Teknolojiyi ve iş gücü çeşitliliğini de içeren bu dönüşüm, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamayı amaçlıyor.
Podcast kaydına; Spotify, Apple Podcast, YouTube üzerinden erişebilirsiniz.
Kısaca
Podcast yayını, kapitalizmin ve küreselleşmenin sağladığı ekonomik kazançların yanında gelir eşitsizliği ve çevresel yıkıma neden olan maliyetleri ele alıyor. Dünya Ekonomik Forumu, paydaş kapitalizmi ile şirketlerin kâr odaklılıktan uzaklaşarak topluma ve çevreye duyarlı bir şekilde faaliyet göstermesini amaçlıyor. ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) metrikleri bu çerçevede, gönüllü olarak şirketlerin şeffaflığını artırmayı hedefliyor. Manpower Group CEO’su Jonas Prising, işgücü çeşitliliği gibi sosyal sorumluluk metriklerine değinirken, Royal DSM Co-CEO’su Geraldine Matchett şirketlerinin çevresel sürdürülebilirlik stratejilerini aktarıyor.
Öne Çıkanlar
🌍 Küresel Kapitalizmin Bedeli: Kapitalizm ve küreselleşme milyonlarca insanı refaha kavuşturdu; ancak gelir adaletsizliği ve çevresel tahribata yol açtı.
📊 ESG Metriklerinin Önemi: Çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) metrikleri, şirketlerin yalnızca finansal başarıyı değil, toplumsal faydayı da gözettiğini göstermesi açısından önemlidir.
🧑🤝🧑 Paydaş Kapitalizmi Uygulamaları: Şirketlerin paydaşlarına yönelik sorumlulukları yerine getirmek için gönüllü olarak uyguladığı ESG standartlarının küresel bir uyum sağlaması amaçlanıyor.
🏛️ Manpower Group Örneği: Jonas Prising, işgücü piyasasında fırsat eşitliği ve çeşitlilik hedeflerinin iş stratejisinin bir parçası olduğunu ifade ediyor.
🍃 Royal DSM Çevresel Çözümleri: DSM, biyobilim ve çevresel çözümler ile ESG’nin çevresel boyutuna odaklanarak inovasyonlara öncülük ediyor.
Katılımcılar
- Jonas Prising: 75 ülkede operasyonu olan Manpower Group CEO’su
- Geraldine Matchett: Hollanda merkezli Royal DSM CFO’su ve eş-CEO’su
Detaylar
Odak Noktası: Kapitalizmin kazanımları tartışılmaz; ancak bu kazançlar, eşitsizlik ve çevresel sorunları da beraberinde getirdi. World Economic Forum (WEF), paydaş kapitalizmi ile bu duruma çözüm getirmeyi hedefliyor.
Öngörülen: Paydaş kapitalizmi modeli, işletmelerin kısa vadeli kâr odaklılığından uzaklaşarak tüm paydaşlara fayda sağlamasını ve toplumsal sorumluluğu ön planda tutmasını öngörüyor.
Başka Açıdan: ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) metrikleri, paydaş kapitalizminin belkemiğini oluşturuyor. WEF’in başlattığı girişim ile şirketler, faaliyetlerinin sadece finansal değil toplumsal ve çevresel etkilerini de göz önünde bulunduruyor.
- Bu metrikler, şirketlere yöneticiler ve çalışanlar arasında ortak bir değer yaratma amacını aktarmakta. İşgücünde çeşitlilik, gelir adaleti ve çevresel etkiler gibi konular bu yeni kapitalizm modelinde ölçülerek yönetiliyor.
Editörün Notu >>> ESG Metrikleri
ESG metrikleri, yani Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (Environmental, Social, Governance) kriterleri, şirketlerin yalnızca finansal değil, aynı zamanda toplumsal ve çevresel sorumluluklarını da kapsayan bir ölçüm ve değerlendirme sistemidir. Bu metrikler, özellikle sürdürülebilirlik odaklı yatırımların artmasıyla popüler hale gelmiştir.
ESG kavramı, ilk kez 2004 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) kapsamında “Who Cares Wins” adlı bir raporda yer aldı. Bu raporda, şirketlerin uzun vadeli başarısının yalnızca mali kârlarına değil, çevresel, sosyal ve yönetişim performanslarına da bağlı olduğu vurgulandı.
ESG metrikleri, sürdürülebilir kapitalizm ve paydaş kapitalizmi gibi modern ekonomik yaklaşımları destekler. Bu görüşler, şirketlerin sadece hissedarlarına değil, toplum, çevre ve çalışanlar gibi tüm paydaşlarına karşı sorumlu olmaları gerektiğini savunur.
ESG kriterleri, çevresel boyutta karbon salınımı, atık yönetimi, enerji tüketimi gibi konuları; sosyal boyutta işçi hakları, eşitlik ve çeşitlilik politikaları, çalışan sağlığı gibi kriterleri; yönetişim boyutunda ise yönetim yapısı, etik yönetim, yolsuzlukla mücadele gibi konuları içerir. Şirketlerin bu alanlardaki performansı, yalnızca sürdürülebilirlik raporlarıyla değil, aynı zamanda gönüllü veya zorunlu bazı standartlara uyumlu olarak da ölçülür ve raporlanır.
Bu metriklerin geliştirilmesi ve yaygınlaşması, küresel iklim değişikliği, sosyal adaletsizlik ve kurumsal şeffaflık taleplerinin artmasıyla hızlanmıştır. ESG metrikleri, Global Reporting Initiative (GRI), Sustainability Accounting Standards Board (SASB), ve Task Force on Climate-related Financial Disclosures (TCFD) gibi kuruluşların çabalarıyla giderek standartlaşmaktadır. Şirketlerin ESG performanslarının artırılması, sürdürülebilir ekonomik büyüme için kritik bir unsur olarak kabul edilmekte, yatırımcılar ve düzenleyici kurumlar tarafından teşvik edilmektedir.
İleriye Bakış: Örneğin, Manpower Group CEO’su Jonas Prising, işgücü piyasasında dezavantajlı grupları destekleyerek toplumsal fayda yaratma çabalarına vurgu yapıyor. Kadınların liderlik rollerine getirilmesi, cinsiyet ve renk çeşitliliği gibi hedefler belirleyen Prising, liderlik stratejilerinin bir parçası olarak bu değerleri benimsemiş durumda.
Jonas Prising’in Anlattıkları
- Manpower Group, 75 ülkede faaliyet göstererek yılda yaklaşık 2,5 milyon kişiye istihdam sağlıyor.
- Şirket, işgücü piyasasında fırsat eşitsizliklerini giderme çabaları kapsamında, çeşitlilik ve kapsayıcılığı artırma hedefleri belirledi.
- Liderlik pozisyonlarında kadın temsilini artırma amacıyla şirket içi hedefler oluşturuldu; şu anda %38 oranında kadın lider bulunuyor.
- Şirket içindeki kültürün çeşitlilik değerlerine göre şekillenmesi, yönetimin stratejik odağı haline geldi.
- Teknolojik değişimlerin işgücü üzerindeki etkilerini gözeterek düşük vasıflı işçileri desteklemeyi hedefliyor.
- Paydaş kapitalizmi yaklaşımında liderlerin değişen dünya düzenine uyum sağlaması ve toplum yararını gözetmesi gerektiğine inanıyor.
Çıkış Noktası: Royal DSM ise çevresel sürdürülebilirlik konusunda önemli adımlar atarak, biyobilimler ve çevre teknolojilerindeki inovasyonlara öncülük ediyor. Geraldine Matchett, şirketin karbon salınımını azaltıcı inovasyonları destekleyen çalışmalarını anlatırken, DSM’in sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda %65’lik çevre dostu ürün satış hedefi koyduklarını belirtiyor.
Geraldine Matchett’in Söyledikleri
- Royal DSM, beslenme, sağlık ve biyobilim alanlarında öncü bir şirkettir ve ESG’nin çevresel boyutuna odaklanır.
- Şirketin eski bir kömür madenciliği firması olarak başlayıp biyobilim ve sürdürülebilirlik odaklı bir yapıya dönüşmesi, geleceğe yönelik stratejik bir vizyonla gerçekleşti.
- Çevresel sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda, örneğin ineklerin metan salınımını %30 oranında azaltan yem katkıları geliştiriyorlar.
- Şirketin “insanlar, gezegen ve kâr” (3P) prensibi doğrultusunda faaliyet göstermesi için tüm yönetişim ve performans sistemleri bu çerçeveye uyumlu hale getirildi.
- Matchett, küresel ESG standartlarının oluşturulmasının şirketlerin daha etkili ve şeffaf olmasına katkı sağlayacağını düşünüyor ve bu doğrultuda çalışmalar yapıyor.
Sonuç olarak: Paydaş kapitalizmi, iş dünyasının sadece kâr amacı gütmeyip aynı zamanda toplumsal ve çevresel sorumluluk taşımasını teşvik eden bir modeldir.
Özet Olarak
Paydaş kapitalizmi, şirketlerin yalnızca hissedarlarına değil, toplumun tamamına fayda sağlayacak bir yaklaşımı benimsemesini teşvik ediyor. Kapitalizmin getirdiği refaha rağmen gelir eşitsizliği ve çevresel sorunlar gibi konular gündemde yer alıyor. World Economic Forum, ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) metriklerini tanıtarak şirketlerin topluma karşı olan sorumluluklarını artırmayı hedefliyor. Bu metrikler sayesinde şirketler, sosyal eşitlik ve çevreye duyarlılık konusunda gönüllü olarak şeffaflık sağlıyor.
Örneğin, Manpower Group CEO’su Jonas Prising, işgücü piyasasında fırsat eşitliği ve kadınların liderlik pozisyonlarında temsil edilmesi gibi alanlarda öncü bir rol üstleniyor. Öte yandan, Royal DSM Co-CEO’su Geraldine Matchett, şirketlerinin çevresel sürdürülebilirlik stratejilerini aktararak biyobilimler ve çevre teknolojileri alanında yenilikler sunduklarını vurguluyor. Paydaş kapitalizmi, toplumsal fayda yaratmaya yönelik adımların kurumsal stratejilere entegre edilmesini sağlayarak daha sürdürülebilir bir geleceğin kapılarını aralıyor.
Soru-Cevap
Bu bölümdeki içerik, glasp.co tarafından hazırlanan içerikten alınmıştır.
ESG metrikleri nedir ve paydaş kapitalizmi için neden önemlidir?
ESG metrikleri, çevresel, sosyal ve yönetişim konularını kapsar ve şirketlerin finansal performanslarının ötesindeki etkilerini ölçmelerine olanak tanır.
Şirketler paydaş kapitalizmini nasıl etkili bir şekilde uygulayabilir?
Şirketler, ESG metriklerini kullanarak, paydaşlarıyla etkileşimde bulunarak ve iş stratejilerini uzun vadeli değer yaratmaya uyumlu hale getirerek paydaş kapitalizmini benimseyebilir.
Paydaş kapitalizmini başarılı bir şekilde uygulamak için liderlik uyumu neden önemlidir?
Liderlik uyumu, şirketin değerlerinin eylemlerine yansımasını sağlar, kültürel değişimi teşvik eder ve sürdürülebilirliği iş önceliği haline getirir.
Şirketler paydaş kapitalizmine yönelik kültürel dönüşümü içten nasıl yönetebilir?
Şirketler, ESG unsurlarını karar alma süreçlerine entegre ederek, sürdürülebilirlik hedeflerini teşvik ederek ve açık iletişimi destekleyerek sürdürülebilirlik kültürünü teşvik edebilir.