FluTV, sosyal podcast platformu Poddy üzerinden yayınladığı Fason Locası serisinin dördüncü bölümünde “11 Eylül” konusuna odaklanıyor. Moderatörlüğünü Efe Durmuş’un yaptığı yayın, Abdulvahit Gezer ve Doruk’un katkılarıyla gerçekleşiyor. 11 Eylül’de kim neredeydi sorusu ile başlayan yayında, 11 Eylül’e gelinen aşamayı, 11 Eylül’ün nedenleri, sonuçları, Amerikan ekonomisine etkisi, dünyaya yansımaları konuşuluyor. 27 dakika süren podcast kaydını bağlantıdan dinleyebilirsiniz. Gelin podcast kaydının detaylarına bakalım.
2008 krizi 11 Eylül’ün uzantısıdır
11 Eylül’de kim, neredeydi: Türkiye fotoğrafında; Kemal Derviş, yazar kasa, Ahmet Necdet Sezer, Ecevit, anayasa kitapçığı var. Afganistan’ın ve Irak’ın ise dahli görülmüyor. Saddam büyük ihtimal sarayında kahve içiyordu. Peki, 11 Eylül neden oldu?
İlk bakışta: Bush’un Saddam’a olan gıcıklığı bilinen bir konu. Dönemin başkan yardımcısı Dick Cheney’in Beyaz Saray’da harita üzerinden petrol rezervleri işaret ettiği konuşulan diğer bir konu.
Film önerisi: 2018 yapımı Vice filmi, 11 Eylül ve sonrasını en iyi anlatan filmdir. Dick Cheney üzerinden anlatılan film, Amerika’nın 11 Eylül krizini nasıl bir fırsata çevirdiğini anlatıyor.
Editörün Notu > Dick Cheney’in 11 Eylül’deki rolü
11 Eylül’ün neden mi sonuç mu olduğu tartışmalı bir konu. Yani, Amerika Irak’a 11 Eylül’ü gerekçe göstererek terör yerleşkelerine müdahale etmek için mi girdi, yoksa Irak’a girmek için bir bahaneye mi ihtiyacı vardı. Bahane olarak bakıldığında asıl hedefin petrol kuyularının egemenliğine sahip olmak olarak okunabilir ki Amerika Irak’a girdikten sonra terörle mücadeleden çok Irak petrollerini sahip olup çıkar elde ettiği bir gerçek. Bu durumda Dick Cheney’in haritasının 11 Eylül öncesi gösterildiği iddiası güçlenebilir.
Dick Cheney’in 11 Eylül’de böyle bir rolü olması, Halliburton adındaki Amerikan petrol şirketinde hisseleri olmasına bağlanıyor. Fakat Dick Cheney başkan yardımcısı adyalığı için girdiği 2000 seçimleri öncesi hisselerini sattığını, şirketle bağı kalmadığı biliniyor. Yine de şirketle doğrudan bir bağı olmasa da bu yönde politika oluşması için Amerikan yönetiminde söz sahibi olması dikkatleri üzerine topluyor. Bu konuda Quora sosyal medya platformunda sorulan bir soruya bir petrol şirketinde çalışan Richard Kirchmeyer isimli bir Quora kullanıcısı şu şekilde bir yorum getiriyor:
“Irak işgalinden sonraki yıllarda Halliburton, 2003 Irak Savaşı ve Halliburton’un ABD ile bağlarını içeren çeşitli tartışmaların merkezi haline geldi. Başkan Yardımcısı Dick Cheney. Gerçek şu ki, Cheney 2000 ABD başkanlık seçim kampanyası sırasında şirketten emekli oldu …. Her ne kadar Cheney’in Halliburton’dan hisse senedi opsiyonlarından kaynaklanan olası çıkar çatışması konusunda şüphe duyulmasına rağmen. Bununla birlikte, çoğu insan Cheney’nin, gelecekte bir zamanda seçenekleri satmak ve hayır kurumlarına kar vermek için vekaletnameyi güven yöneticisine teslim eden bir anlaşma ile yasal olarak bağlı olduğunu fark etmiyor. Anlaşma, Cheney’in seçenekleri daha sonraki bir tarihte geri almasını engelleyerek “geri alınamaz ve feshedilemez, feragat edilemez veya değiştirilemez” olduğunu belirtiyor.”
Diğer yanıtlar da genellikle Dick Cheney’in petrol odaklı bir rolü olmadığı, Amerika’nın petrol için Irak’a girmediği belirtiliyor. Sadece bu yanıtlar ekseninde değerlendirildiğinde 11 Eylül’ün bir neden olduğu ortaya çıkıyor. Petrol kuyularına hakim olma iddiasına ise terör örgütlerinin sahip olması yerine Amerika’nın sahip olmasının daha iyi bir fikir olduğu belirtiliyor. Bunun da 11 Eylül sonrası toplumun yaşadığı travmayı ortay koyuyor.
11 Eylül sonrası: 11 Eylül yaşandı, Amerika başka bir hâle büründü ve bunun etkileri oldu. Nedir bu etkiler?
11 Eylül’ün finansal etkileri
- İddia: 2008 Mortgage krizi 11 Eylül’ün uzantısıdır.
- Ne alaka: 11 Eylül sonrası Amerika finansal sisteminde bir takım değişiklikler yapılıyor.
- Vatanseverlik yasası: Bir takım yaptırım ve tedbirler uygulanıyor. Buradaki tedbir Körfez ülkelerine yönelik fakat bu bazı sermaye gruplarını korkutması nedeniyle Amerika’dan %1 kadar da olsa sermayenin çıkmasına neden oluyor.
- 2003 faiz artışı: 2002 sonlarında 2003 başlarında yapılan faiz artışları sistemde var olan Mortgage sistemindeki riskin krize dönmesine yol açtı.
- Askeri-Endüstriyel Kompleks: ABD ekonomisi savunma sanayisine endekslendi. Bu sayede devlet piyasaya sıcak para pompalama imkânı buldu. Bu da ekonominin canlı kalmasını sağladı.
Editörün Notu > Askeri-Endüstriyel Kompleks
Askeri-endüstriyel kompleks, bir ülkenin silahlı kuvvetleri ile savunma sanayisinin aktif olarak işbirliğini gösteren bir birlikteliktir. Soğuk savaş ile birlikte belirli ülkeler bütçelerinden bir bölümünü savunma harcamalarına ayırmaya ve savunma sanayinde bir büyüme başladı. Türkiye’deki Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı bünyesinde kuruluna Aselsan, Havelsan gibi kuruluşlarını bu açıdan değerlendirebiliriz.
11 Eylül’e gelinen noktada Amerikan savunma anlayışında “şahin” ve “güvercin” olarak iki farklı anlayışın olduğu biliniyor. Güvercin kanat dünyada olayların Amerika’yı ilgilendirmediği görüşünde ve daha çok izolasyoncu bir yaklaşım sergiler. Şahin kanat ise, dünyanın bir ucunda olan bir olayın er ya da geç Amerika’yı etkileyeceğini ileri sürerken bunun için şimdiden önlem alınması gerektiği savunur. Bu bağlamda Askeri-endüstriyel kompleks üzerine bir ekonomi modelinin gerekliliğini isterler.
Soğuk savaşın başladığı yıllarda 34. ABD Başkanı Eisenhower, bir konuşmasında barışı savunma sanayisine bağlar: “Barışın sürebilmesi için en önemli etkenlerden birisi askerî altyapımızdır.” 11 Eylül ile binlerce kilometre uzaktaki bir örgütün Amerika’yı nasıl vuracağı herkese canlı yayında gösterilmesiyle şahin kanadın argümanlarının geçerli olduğunda, askeri-endüstriyel kompleksin olması gerekliliğinde herkes hem fikir olur.
Wikipedia konu başlığında şu detay yer almaktadır: “2009 yılı verilerine göre tüm dünyada askerî harcamalar 1.5 trilyon dolar seviyesindedir. Bunun %46 seviyesindeki 712 milyar doları ABD tarafından yapılan harcamadır. Üretimde yapılan özelleştirmeler ve askerî teknoloji alanında kaydedilen gelişmeler teknolojik alandaki ilişkileri karmaşıklaştırmıştır. Ayrıca bu ilişkiler artık eğlence sektörü gibi diğer alanları da içerecek şekilde gelişmektedir.“
11 Eylül’ün dünyaya etkileri
Nedenlerine gelirsek: 70’li yıllarda Sovyet tehdidine karşı Amerika’nın Afganistan’da silahlandırdığı grupların bir uzantısı olan el-kaide tarafından yapılan bir terör saldırısıdır. Aynı zamanda küresel cihadın doğuş hareketidir.
Diğer bir nokta: Soğuk Savaş’ın bitmesiyle Amerika’nın yeni bir düşmana ihtiyaç duyması ve tek kutuplu dünyada Amerikan hegemonyasının kurma isteği 11 Eylül’ün nedenleri arasında sayabiliriz.
- Fukuyama okuması: İdeolojik çatışmanın bitmesi ile Amerika dünyanın doğal polisi olacaktır.
- Huntington okuması: İdeolojik çatışmalar bitse de kültür eksenli çatışmalar ortaya çıkacağından Amerika dünyanın polisi olacaktır.
Dünya polisi: Hem Fukuyama hem de Huntington okumaları Amerika’nın dünyanın polisi olma sonucunda hem fikirdiler. Dünyanın polisi olma aynı zamanda kültür merkezi haline gelmesini sağlayacaktır. Çünkü egemenlik bir noktada kültürel hegemonyayı da kuracaktır.
Burası önemli: Dünya polisi olma yolunda ilerleyen Amerika, 11 Eylül sonrasında yaptığı terörle mücadelesinde diğer ülkelerin de yanında olmasını istedi. Bu bağlamda Irak ve Afganistan’a girerken terörle mücadele ötesinde terörle savaş gerekçesi sundu. Terörle mücadelenin yerini terörle savaş alması diğer ülkelerin Amerika’ya verdikleri desteklerde değişikliğe gitme ihtiyacı uyandırdı.
- Çin’in yükselişi: Özellikle Asya-Pasifik ülkelerinin ekonomik anlamda Amerika alternatifi bir ülkeye yaslanma durumu oluştu. Bu da bölgede Çin’in yükselmesinin önünü açtı.
11 Eylül’ün siyasi etkileri
Siyasi etkisi: Amerika iç kamuoyunda 12 Eylül sabahı Amerika’nın dokunulmaz algısı yıkıldı. Amerika’daki izalosyoncu kanadın gerekçelerini geçersiz kılındı. Terör saldırıları gerekçe gösterilerek Amerikan siyasi politikaları askeri-endüstriyel kompleks yönünde gelişmeye başladı.
Sonuç: 11 Eylül, Amerika’daki ben ve öteki ile ayrımını net olarak ortaya koydu.