Dünya genelinde ekonomik başarıyı ölçmek için en yaygın kullanılan yöntem olan GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla), artık yetersiz kabul ediliyor. Paydaş Kapitalizmi çerçevesinde, ekonomistlerin ve politika yapıcıların üzerinde durduğu yeni yaklaşımlar, sadece ekonomik büyümeyi değil, çevresel sürdürülebilirliği ve toplumsal refahı da göz önünde bulunduran ölçüm sistemlerine odaklanıyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun “Stakeholder Capitalism” başlıklı podcast serisinin ilk bölümünde, GSYİH’nin eksiklikleri ve gelecekte daha kapsayıcı bir ekonomik değerlendirme için yapılması gerekenler tartışılıyor. Ekonomist Diane Coyle ve Girol Karacaoğlu gibi uzmanların katıldığı bu bölümde, GSYİH’nın çevreye ve bireylerin yaşam kalitesine olan olumsuz etkileri ele alınıyor.
Yeni Zelanda’nın refah odaklı ekonomik modeli ve diğer yenilikçi yaklaşımlar, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda ekonomik ölçütlerin nasıl dönüştürülebileceğine dair önemli ipuçları sunuyor. Bu yayında, GSYİH’nın ötesine geçen yeni nesil ekonomik ölçüm sistemlerini keşfedeceğiz. Podcast kaydına; Spotify, Apple Podcast, YouTube üzerinden erişebilirsiniz.
Kısaca
Podcast, GSYİH’nın ekonomik büyümeyi ölçmekte yaygın olarak kullanıldığını ancak bu ölçütün toplum refahını, çevreyi ve bireylerin gerçek gelirlerini yeterince kapsamadığını savunuyor. Özellikle çevresel bozulma ve gelir eşitsizliğine dikkat çekilerek, Yeni Zelanda gibi ülkelerin alternatif refah ölçütleri geliştirme girişimleri inceleniyor. Ekonomist Diane Coyle ve Girol Karacaoglu’nun katılımlarıyla, GSYİH’nın eksiklikleri ve sürdürülebilir kalkınma için yeni ölçüm yöntemleri tartışılıyor.
Öne Çıkanlar
📉 GSYİH, gerçek gelirleri, çevresel etkileri ve toplumsal refahı göz önünde bulundurmaz; bu da alternatif ölçütlere olan ihtiyacı ortaya çıkarır.
❓ Uzmanlar, ekonomik ölçümleri geliştirmek için ortalama gelir, sosyal göstergeler ve sürdürülebilirlik ölçütlerinin kullanılmasını savunuyorlar.
🇳🇿 Yeni Zelanda’nın Yaşam Standartları Çerçevesi, refah, sosyal bağlar ve çevresel kaliteyi geleneksel GSYİH ölçütlerinin önüne koyan bir dönüşümün örneğini sergiliyor.
🧑🏭 GSYİH’ya yönelik eleştiriler arasında evde yapılan ücretsiz işlerin dışlanması, çevresel maliyetlerin göz ardı edilmesi ve yalnızca parasal kazançlara odaklanması bulunuyor.
🤩 Ekonomik ölçümde GSYİH’nın ötesine geçilmesi için kuşaklar arası refah ve sürdürülebilir büyüme temel temalar arasında yer alıyor.
💼 Yıllık üretim değerleri yerine sermaye stoğu yaklaşımına vurgu yapmak, mevcut refahı korurken gelecek nesiller için zenginliği muhafaza etmeye yardımcı olabilir.
Katılımcılar
- Natalie Pierce: Moderatör, Global Shapers Topluluğu Başkanı
- Peter Vanham: Moderatör, Gazeteci, Stakeholder Capitalism kitabı yardımcı yazarı
- Diane Coyle: Konuşmacı, Cambridge Üniversitesi Kamu Politikası Profesör
- Girol Karacaoglu: Konuşmacı, Victoria Üniversitesi Profesör, Yeni Zelanda Hazinesi eski ekonomisti
Detaylar
Çıkış noktası: GSYİH’nın ekonomik başarıyı ölçmekte eksik olduğu tartışılıyor. GSYİH, bireylerin gelirini ve çevresel faktörleri göz ardı ediyor. GSYİH’nın yerine geçebilecek daha iyi bir ölçüm sistemi arayışı var.
Editör Notu > GSYİH nedir? Gayri Safi Yurt İçi Hasıla anlamına gelir. Bir ülke sınırları içinde belirli bir dönem içinde (genellikle bir yıl) üretilen mal ve hizmetlerin toplam piyasa değerini ifade eden ekonomik bir ölçüttür.
GSYİH’nin eksiklikleri: Dünya genelinde GSYİH’nın büyümesi, çevreye zarar verirken gerçek gelir artışı sınırlı kalıyor. Ayrıca GSYİH çevresel sürdürülebilirlik ile çelişiyor. GSYİH, ekonomiyi ölçmekte kullanılan bir sistem olmasına rağmen birçok önemli unsuru dışarıda bırakıyor. Örneğin:
- Ev içi ücretsiz işler: GSYİH, evde yapılan ücretsiz işleri, özellikle kadınların çocuk bakımı, yemek yapma, temizlik gibi faaliyetlerini hesaba katmaz.
- Doğal kaynaklar: Doğal kaynaklardan elde edilen hizmetler ve çevresel zararlar GSYİH’ya dahil edilmez. Örneğin, bir ağaç kesildiğinde GSYİH artar, ancak o ağacın doğaya kattığı faydalar hesaba katılmaz.
- Refah ölçümü: GSYİH, insanların bireysel refahını ya da toplumsal mutluluğu ölçmez, sadece üretim ve tüketim üzerinden bir değerlendirme yapar.
Alternatif bakış: GSYİH’nın eksik yanlarının tartışmalarının uzun süredir devam ediyor. Bu noktada Yeni Zelanda’nın geliştirdiği alternatif ekonomik ölçütler karşımıza çıkıyor. Yeni Zelanda’nın refah ölçümleri toplumsal ve çevresel faktörleri de içeriyor.
Politika süreçlerine etkisi: GSYİH’nın eksikliklerinin fark edilmesiyle birlikte, alternatif ölçüm sistemleri politika yapım süreçlerinde giderek daha fazla kullanılmaya başlandı. Bu alternatifler, yalnızca ekonomik büyümeye odaklanmak yerine, sosyal refah, çevresel sürdürülebilirlik ve bireylerin yaşam kalitesi gibi daha geniş çaplı unsurları kapsar.
- Refah odaklı politikalar: Alternatif ölçüm sistemleri, refah göstergelerine dayalı politika geliştirilmesine olanak sağlar. Örneğin, Yeni Zelanda’nın “Yaşam Standartları Çerçevesi” gibi sistemler, gelir ve istihdamın yanı sıra sosyal bağlantılar, sağlık, eğitim ve çevresel kalite gibi faktörleri de dikkate alır. Bu tür çerçeveler, hükümetlerin toplumun genel refahını artırmayı hedefleyen politikalara yönelmesini sağlar.
- Sürdürülebilirlik ve çevresel politikalar: GSYİH, çevresel maliyetleri dikkate almazken, alternatif ölçümler doğal kaynakların kullanımını ve ekosistemlerin sürdürülebilirliğini dikkate alır. Bu, uzun vadeli çevresel politikaların şekillendirilmesinde yardımcı olur. Örneğin, karbon ayak izi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve doğal sermayenin korunması gibi faktörler, bu ölçüm sistemleriyle politika süreçlerine dahil edilir.
- Kapsayıcı ekonomik büyüme: GSYİH’nın tek başına yetersiz kalması, gelir dağılımı ve eşitsizlik gibi sorunların göz ardı edilmesine neden olabilir. Alternatif ölçüm sistemleri, ortalama gelirler yerine medyan gelir gibi göstergelere dayanarak daha kapsayıcı bir ekonomik büyüme hedefler. Bu da, hükümetlerin eşitsizliği azaltmaya yönelik politikalar geliştirmelerine olanak tanır.
- Kamu yatırım önceliklerinin belirlenmesi: Alternatif ölçüm sistemleri, hükümetlerin ve kamu kurumlarının bütçe ayırırken yalnızca ekonomik getirileri değil, sosyal ve çevresel sonuçları da göz önünde bulundurmasını sağlar. Örneğin, Yeni Zelanda’nın bütçe planlama süreci, sadece ekonomik büyümeyi değil, toplumun genel refahını da göz önüne alarak şekillendiriliyor.
Yeni Zelanda’da yaklaşık %3 büyüme öngörüyoruz, işsizlik oranı geleneksel ölçütlere göre %3.9. Bütçe fazlalarımız var. İnsanlar bize bakıp, ‘Gayet iyi durumdasınız.’ diyebilir. Ancak, inanılmaz derecede yüksek evsizlik oranlarına sahibiz ve OECD ülkeleri arasında en yüksek genç intihar oranlarından birine sahibiz. Bu yüzden planımız, yalnızca ekonomik refahımıza değil, toplumumuzun refahına da odaklanan bir yaşam standartları çerçevesi ile bu sorunları ele almaktır.
Jacinda Ardern, Dönemin Yeni Zelanda Başbakanı (2019-2023)
Halkın tepkisi: Yeni Zelanda’da halk bu yeni refah ölçüm sistemine olumlu tepki verdi. Halk, refah ve yaşam standartlarına dayalı bu yeni yaklaşımla uzun vadeli planlama çalışmalarına katılım gösteriyor. Yerel ve bölgesel hükümetler, halkın neyi önemsediğini öğrenmek için onlara sorular yöneltiyor ve bu girdileri yakalamaya çalışıyorlar.
Odak noktası: Alternatif ölçüm sistemlerinin başarılı olup olmadığını belirlemek için şu faktörler göz önüne alınmalıdır:
- Politika paketlerinin etkisi: Alternatif ölçümler, politikaların birbirini tamamlayıcı olmasını sağlamalıdır. Örneğin, hem bireylerin ruh sağlığını iyileştiren hem de üretim ve tüketimi daha temiz ve yeşil teknolojilere yönlendiren politika paketleri başarıya işaret eder.
- Uzun vadeli sürdürülebilirlik: Alternatif ölçümler, sadece bugünkü refahı değil, gelecekteki nesillerin refahını da garanti altına almayı amaçlamalıdır. Bu bağlamda, doğal kaynakların ve sermaye stoklarının korunması önemli bir kriterdir.
- Toplumun geniş kesimlerine katkı: Bu sistemler, bireylerin maddi refahını ve toplumsal katılımını arttırarak toplumun tüm kesimlerine fayda sağlamalıdır. Yani, bireysel yaşam kalitesi, çevresel sürdürülebilirlik ve toplumsal bağlantılar gibi faktörlerin iyileşmesi gözlenmelidir.
Büyüme-refah ilişkisi: Ekonomik büyüme her zaman bireysel ve toplumsal refahla doğrudan ilişkili değildir. GSYİH büyümesi, genel bir ekonomik genişlemeyi temsil etse de, bu büyüme herkesin yaşam standartlarını iyileştirmeyebilir. Özellikle şu noktalar önemlidir:
- Gelir eşitsizliği: GSYİH’nın büyümesi, gelirlerin topluma eşit şekilde dağılmadığını gösterebilir. Örneğin, GSYİH artarken, ortalama gelirler ve özellikle medyan gelir düşük kalabilir, bu da refahın toplumun geniş kesimlerine yayılmadığını işaret eder.
- Çevresel tahribat: Ekonomik büyüme çoğu zaman çevresel maliyetler pahasına gerçekleşir. Ekonomik genişleme, doğal kaynakların aşırı tüketilmesine ve çevresel bozulmalara yol açarak, uzun vadeli toplumsal refahı tehlikeye sokabilir.
- Sosyal refah: Ekonomik büyüme bireylerin mutluluğu veya yaşam kalitesiyle her zaman paralel gitmez. GSYİH, toplumsal bağlar, sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik gibi faktörleri dikkate almaz. Bu nedenle, ekonomik büyüme, bireylerin ve toplumların genel refahını tam olarak yansıtmaz
Çıkarılan sonuç: GSYİH, ekonomik büyümenin geleneksel bir ölçüsü olsa da, toplumsal refah, çevresel sürdürülebilirlik ve bireylerin gerçek gelirlerini yeterince yansıtmıyor. Alternatif ölçüm yöntemleri, refahı daha kapsamlı bir şekilde değerlendirebilir ve bu yaklaşımlar, daha sürdürülebilir politikaların oluşturulmasına katkı sağlayabilir.
Soru-Cevap
Bu bölümdeki içerik, glasp.co tarafından hazırlanan içerikten alınmıştır.
GSYİH neden ekonomik başarıyı ölçmekte artık eskimiş bir yöntem olarak kabul ediliyor?
GSYİH, gerçek gelirleri, çevresel etkileri ve toplumsal refahı göz ardı ederek ekonomik ilerlemenin eksik bir tablosunu sunar. Modern çağda, ortalama gelirler ve sürdürülebilir uygulamalar gibi yeni ölçütlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Yeni Zelanda’daki Yaşam Standartları Çerçevesi, GSYİH’nın yerine refahı nasıl ön planda tutuyor?
Yeni Zelanda’daki Yaşam Standartları Çerçevesi, sosyal bağlar ve çevresel kalite dahil olmak üzere maddi ve maddi olmayan refah kaynaklarına odaklanır. Geleneksel GSYİH ölçütlerinin ötesine geçerek, kuşaklar arası refah ve sürdürülebilir büyümeyi vurgular.
GSYİH’ya yönelik bazı eleştiriler nelerdir ve neden savaş zamanı ölçütü olarak adlandırılır?
GSYİH, ücretsiz ev işleri gibi faaliyetleri dışlaması, toplumsal katkıları yeterince değerlendirmemesi ve çevresel tahribatı teşvik etmesi nedeniyle eleştirilir. Savaş zamanı ölçütü olarak adlandırılmasının nedeni, savaş sırasında ekonomik üretimi ölçme ihtiyacından doğması ve para değerlerine dar bir odaklanmaya yol açmasıdır.
Ortalama gelir gibi alternatif ölçütler ekonomik refahı nasıl daha iyi gösterebilir?
Ortalama gelir, GSYİH’ya kıyasla gerçek insanların bir ekonomide nasıl durumda olduğunu daha doğru yansıtır. Gelir dağılımı ve toplumsal refah üzerine odaklanan alternatif ölçütler, ekonomik başarıyı daha kapsamlı bir şekilde gösterebilir.