Medyascope TV’de 2 Şubat 2024 tarihinde YouTube platformunda yayınlanan yayında Kızıl Goncalar, Kızılcık Şerbeti, Ömer gibi dizilerin toplumdaki etkisini, iktidarın tepkisini İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman ve Sosyal Psikolog Prof. Dr. Nebi Sümer yorumluyor. Yayının moderatörlüğünü Senem Görür Yücel yapıyor. Yayın Sabancı Üniversitesi İstanbul Politika Merkezi ve Stiftung Mercator Girişimi ortaklaşa olarak Medyascope ile birlikte gerçekleşti.
Kısaca1
Bu programda Kızılcık Şerbeti, Kızıl Goncalar ve Ömer dizileri tartışılıyor. Bu diziler toplumda büyük bir ilgi görüyor ve önemli tartışmalara yol açıyor.
Öne Çıkanlar2
⭐ Program, Türkiye’de popüler olan dizilerden “Kızılcık Şerbeti”, “Kızıl Goncalar” ve “Ömer” üzerine odaklanıyor.
🎬 Bu diziler toplumda geniş bir izleyici kitlesi tarafından ilgi görmekte ve tartışılmaktadır.
🔍 Programa katılan uzmanlar, dizilerin toplumda neden bu kadar popüler olduğunu analiz ediyorlar.
🗣️ Tartışmada, dizilerin içeriğinin Türkiye’deki kutuplaşma ve toplumsal değerlerle nasıl ilişkilendirildiği ele alınıyor.
❤️ Dizilerin aşk, adalet ve toplumsal ilişkiler gibi temaları ön plana çıkardığı ve farklı kesimlerden karakterleri karmaşık bir şekilde ele aldığı belirtiliyor.
Kutuplaşma ve Temas Hipotezi
Kutuplaşma bugüne kadar muhafazakar-seküler olarak din-siyaset ekseninde yaşanırken hayat tarzı seviyesine inmemişti. Hayat tarzı kutuplaşması kutuplaşmayı daha belirgin hale getirdi. Bu da teması ortadan kaldırdı, ön yargıyı tetikledi. Prof. Dr. Nebi Sümer dizilerde işlenen konunun Gordon Allport’un temas hipotezi çerçevesinde olduğunu değerlendiriyor. Allport, İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerika’da dış gruplar arasındaki çatışmaya çözüm için 1954 yılında Önyargının Doğası/The Nature of Prejudice adlı kitabında bahsediyor.
Temas durumlarında tutum farklılığını gösteren alan çalışmalarına dayanarak, Allport (1954) sosyal temas ile dış grup üyelerine ilişkin önyargıların azaltılabileceği fikrini önermiştir. Örneğin, Brophy (1946, aktaran Pettigrew, 1998) siyah Amerikalılar ile seyahat eden beyaz Amerikalı balıkçıların siyahilere ilişkin daha olumlu tutum sergilediğini bulmuştur. Başka bir çalışmada ise, Deutsch ve Collins (1951, aktaran Pettigrew, 1998) siyahilerle komşu olan beyaz ev hanımlarının siyah komşusu olmayan beyaz ev hanımlarına oranla siyahilere ilişkin tutumlarının daha olumlu olduğunu göstermiştir. Bu çalışmalar önyargı değişiminde temasın önemine işaret etmektedir. Fakat Allport’a (1954) göre gruplar arası sosyal temasın önyargıyı azaltıcı etkisinin oluşabilmesi için belli koşulların sağlanması gerekmektedir. Bu koşullar; eşit statü, aynı amacı paylaşıyor olmak, iş birliğine dayalı ilişki ve otorite desteği olarak belirtilmiştir
Küçükkömürler, S. ve Sakallı-Uğurlu, N. (2017).Gruplar arası ilişkileri düzenlemede sosyal temas kuramları: Gruplar arası, yayılmacı ve hayali temas. Nesne, 5(9), 1-31
Suskun Türkiye Konuşuyor
Prof. Dr. Fuat Keyman, toplumsal anlamda farklı kesimlerinde temasında nasıl bir iletişim olduğunu bugüne kadar akademi olarak bilmedikelrini belirtiyor. Bu diziler sayesinde bunu görme imkânı bulduklarını belirtiyor. Bir Başkadır dizisi ile başlayan bu trend suskun Türkiye’nin akademi ile değil de dizilerle sağlandığını dikkat çekiyor. Fuat Keyman’ın Bir Başkadır üzerine yazdığı yazıya atıfta bulunuyor.
Her şeyden önce Bir Başkadır, Türkiye’nin kendisini konuşmaya, düşünmeye ne kadar ihtiyacı olduğunu bizlere hatırlattı.
Konuşmayan, yıkıcı kutuplaşma içinde nefret kamplarına savrulmuş, birbirinden nefret eden kimlikler, gruplar, insanlar arasında sağırlar diyaloğuna indirgenmiş ülkemize ilaç gibi geldi.
Bir Başkadır, bence eleştirilmeden önce kabul edilmesi gereken çok önemli bir işi yaptı: Konuşmayan, düşünmeyen Türkiye’yi konuşturdu, düşündürttü.
Fuat Keyman, Bir Başkadır, 21.11.2020
Gruplar arası temasın dizilerde gösterilmesi toplum tarafından merak konusu olması ve yasaklamaların getirilmesi dizilerin izlenmesini artırıyor. Kızılcık Şerbeti dizisindeki Nursema’nın ailesi ile hesaplaşma sahnesi Nursema’nın toplumun her kesimi tarafından sahiplenilmesini sağladı. Bu dizilerin toplumda etkisi olduğunu gösteren bir olgu olarak karşımıza çıkıyor.
Dizilerdeki Temas Bizi İyileştirir mi?
Temasın olumlu yönü uzun vadede iyileştireceğini düşünen Nebi Sümer, 70-80 dönemindeki sosyalist ve din temalı Türk sinemasının mesaj verme amacı içerdiğini, ideolojik bir anlatım sergilediğini ifade ediyor. Bu üç dizide ise mesajdan ziyade sinema sanatı uygulandığını belirtiyor. Dizilerde bir grubun baskın diğer grubun zayıf gösterilmesi temasın sonuçlarını olumsuz etkileyebilir. Bu dizilerde ise mümkün mertebe dengeli tutulmaya çalıştıkları görülüyor.
Hırsızlar Mağarası Deneyi
Prof. Dr. Nebi Sümer, burada Dr. Muzafer Sherif’in Carolyn Sherif ile birlikte yaptığı hırsızlar mağarası deneyine atıfta bulunuyor. Deneyde 1944 yılında farklı grupların aynı amaçlarla mücadele ve farklı amaçlarla mücadele durumunda davranışlarının gözlemlenmesi amaçlanmış. Deney, Oklohoma’da bulunan daha sonra deneyden adını alacağı Robbers Cave Parkı’nda uygulanıyor. Birbirlerini daha önce tanımayan 11-12 yaşlarında 22 öğrenci iki gruba ayrılıyor. Deneyin üç aşaması bulunmaktadır:
- Bağlanma Aşaması: Grup üyelerin kendi gruplarına aidiyet hissettikleri aşamadır.
- Rekabet Aşaması: Çıkar ortamı oluşturup rekabet davranışlarını gösterdikleri aşamadır.
- Çatışmayı Azaltma Aşaması: Ortak bir amaç uğruna iki grubun arasındaki çatışmanın azaldığı aşamadır.
Sherif’in deneyinin sonucuna göre gruplararası çatışmayı azaltmak için ortak amaç uğruna mücadele ile birlikte sağlanan temasın olumlu olabileceği ortaya konmuş. Bu bağlamda Sümer, Kızıl Goncalar, Kızılcık Şerbeti ve Ömer gibi dizilerde hırsızlar mağarası deneyinin göründüğünü belirtiyor. Kutuplaşan gruplar ortak amaç olduğunda birleşebiliyor.
RTÜK neden çok tepki gösterdi?
Prof. Dr. Fuat Keyman “RTÜK’ün neden çok tepki gösterdi” sorusuna özetle şu yanıtların olası olabileceğini ifade ediyor:
- Bilime referans veriliyor olması
- Atatürk’e referans veriliyor olması
- Taraikatlara getirdiği eleştiriler
RTÜK gelen tepkiler üzerine iki bölüm yayın durdurma ve para cezası verdi. Dizinin yönetmeni Ömür Atay, bunun sansür olduğunu ve kimseden ses çıkmadığını belirtti.
Benzer bir tepki de Kızıl Goncalar dizisinde Sadi Hüdayi karakterini oynayan Erkan Avcı’dan geldi.
Prof. Keyman sonuç olarak, herkesi kucaklayan bir politika için bu tarz dizilerin desteklenmesi gerektiğini belirtiyor. Hükümetin desteklediği Osman, Ertuğrul gibi dizilerden istenen reyting elde edilemezken yasaklara rağmen toplumun bu dizileri izlediğini kabul etmek gerektiğine dikkat çekiyor.
Yüzleşme
Buradan her grubun kendi içerisinde bir yüzleşme yapması gerektiği ifade ediliyor. Yüzleşme, iç grubun dış grubu homojen görmesini kırar. Yani, iç grup kendilerini tamamen ahlaklı, dışarıda kalanların ise birbirinden bağımsız olmasa da aynı ahlaksız çizgide olduğunu düşünür. Bu yüzden iç grubu sorgulama gereği düşümnmez
Prof. Sümer, burada kendisinin Amerika Birleşik Devletleri’nde doktora sırasında üniversitenin kendisine uyguladığı bir uygulamadan bahseder. Üniversite yönetimi ABD dışından gelen öğrencilerin birlikte kalmasına karar verirler. Bu karadaki motivasyonun farklı ülke vatandaşları birbiriyle daha uyumlu kalacağına inanmalarıdır. Yüzleşmeye hazır olmayanların ise kendilerine ait gerçeğin gösterilmesi rahatasız edebilir.